Saturday 14 March 2009

Küresel Kriz ve Finans Piyasalarının Sosyal Yüzü

Küresel finans piyasalarındaki çalkantı hem yatırımcılar hem de sıradan vatandaşı etkilemeye devam ediyor. 2008’e kadar yaşanan yedi senelik emlak ve hisse senedi balonun patlamasıyla dünyanın dört bir yanındaki vergi mükellefleri trilyonlarca dolarklık temizlik faturasını yüklenmeye zorlandı. Avrupa ve Amerika’daki politikacılar yaptıkları kurtarma operasyonunu resesyonun etkilerini azaltacak umuduyla meşru hale getirmeye çalışıyorlar. Yaşanan krizin sorumlularının aranmasına devam ediliyor. Baş şüpheliler senelerden beri on milyonlarca dolarlık maaş ve bonus alan küresel yatırım bankalarının üst yöneticileri. Bu cömert maaş politikasının arkasında ise bu sihirbazların yarattıkları ve küresel yatırımcılara pazarladıkları toksik finansal paket ürünler yatıyor. Serbest yatırım fonları ise krizin küçük sorumluları arasında gösteriliyor. Hızlı kar arayışı ve kompleks al-sat modelleri ve yüksek kaldıraç oranları ile piyasaları sarsabilen bu fonlar hem organize hem de tezgah üstü piyasalardaki önemli çalkantıların baş sorumluları arasında gösteriliyor. İçinde bulunduğumuz krizin bir başka sonucu, kaldıraçtan arınma yani nakit kraldır dönemine girmemiz. Kaldıraçtan arınma günlük yaşamda detoks olarak populerleşen geçiçi yeme içme rejimlerine benzetilebilir. Aşırıya kaçan alışkanlıklardan biraz uzaklaşma, fazla mesai yapan vücudumuzu dinlendirme çabası gibi, finansal detoks dönemi bir süreliğine finansal piyasalarda aktiviteleri azaltacaktır. Fakat her detoks gibi, finansal aracılar ve yatırımcılar bir süre sonra eski alışkanlıklarına geri dönecektir.

Bu alışkanlıkların başında yeni finansal ürünler yaratma gelmekte. Küresel krizin başlıca sebepleri arasında gösterilen karmaşık finansal ürünler bu alışkanlığın bir sonucu olarak görülebilir. Bunun yanında taklit etme alışkanlığı bir kez yaratılan ürünün birçok küresel finansal aracı tarafından taklit edilmesi ve küresel çapta pazarlanmasına sebep olmaktadır. Aracılar açısından yaratma ve taklit etme alışkanlığının altında yatan temel sebep yeni finansal ürünün getireceği kar ve buna ortak olmak olarak düşünülebilir. Diğer bir açıdan bakıldığında ise bu araçların birçoğu yatırımcılardan herhangi bir talep gelmeden yaratılmaktadır. Finansal kurumların yaratıcılığı bu açıdan moda tasarımcılarının yaratıcılığına benzetilebilir. Herhangi bir pratik gereklilik veya talep olmadan yaratılan kıyafetler veya finansal ürünler moda takip eden insanlar veya kar peşinde koşan yatırımcılar tarafından birkez farkedildiğinde hızlı bir şekilde popülerleşmekte ve yaratıcılarına önemli finansal getiriler sağlamaktadır. Moda takip etmenin popülerlik, dikkat çekme gibi sosyal getirileri bir yana, yeni finansal ürünler yatırımcılar için önemli finansal getiri kaynakları olabilir. Burada önemli olan finansal aracıların yatırımcıları bu yeni ürünlerle tanıştırması, onlara bu ürünlerin ne kadar güvenilir ve karlı yatırımlar olduğuna ikna etmesi ve yatırımcılara çeşitli güvenceler vermesidir. Bu açıdan finansal aracılar moda tasarımcılarına nazaran nihai tüketici ile ilişkilerinde daha karmaşık ve birebir pazarlama çabası içindedirler. Birçok durumda yaratılan yeni ürünler ürünün yaratıcısı tarafından kontrol edilen tezgah üstü piyasalarda el değiştirmekte, bu açıdan finansal aracı hem ürün yaratıcısı hem de piyasa yapıcı olarak enformasyon avantajlarına sahip olmaktadır. Bu avantajlar işler yolunda giderken herhangi bir fark yaratmazken, kriz zamanında piyasa yapıcıları milyar dolarlık hacimlere ulaşan tezgah üstü piyasaları fiili olarak kapatmakta ve yatırımcıları madur etmektedir. 2008 yılı bu tip piyasaların fiili olarak donduğu yıl olarak tarihe geçmiştir. Bunun üzerine bazı yatırımcılar küresel yatırım bankalarını ABD’de mahkemeye vermiş ve bankalar on milyarlarca dolar değerindeki yatırım araçlarını mahkeme kararıyla geri almak zorunda kalmıştır.

Muhtemelen yatırımcıların karmaşık finansal ürünlerle ilgili yakın gelecekteki düşünceleri bir açıdan bizlerin on veya yirmi sene öncesinin modası hakkında mesela bahçıvan pantalon hakkındaki olumsuz düşüncelerimize benzeyecektir. Modanın bir özelliği olan geçmişin eğilimlerini tekrar moda haline getirmek finansal piyasalar için de geçerlidir. Bu dönemsellik bazı finansal araçları (getiri açısından) sıkıcı ve demode yaparken diğerlerini mutlaka alınması gerekenler listesinde üst sıralara çıkartacaktır. Bu bağlamda dünyayı krize sürükleyen karmaşık ürünlere benzer ürünlerin yeniden moda haline gelmesi mümkündür. Artan sayıda yatırımcının ilgi gösterdiği yeni karmaşık ürünler arz talep dengesindeki hareketlerle veya başka sebeplerle (örneğin konut balonu) önemli getiriler sağlamakta, bu getiriler ise daha fazla yatırımcının ilgisini çekip kendi kendini besleyen bir süreç halini almaktadır. Bu noktada artık ürünün içeriğinin ne kadar riskli veya zehirli olduğunun pek önemi kalmamakta, piyasa psikolojisi fiyatları yönlendirmektedir. Bu modanın dışında kalmak ise yatırımcı için neredeyse imkansız hale gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında, finansal piyasalardaki yaratıcılık kamu veya kar amacı gütmeyen kurumlar tarafından etkin şekilde düzenlenmediği sürece, dünyamız yeni dönemsel finansal krizlere gebedir. Sonuç olarak birkaç bin piyasa aktörünün birbirini taklit ederek yarattıkları ve kamoyundan gizledikleri kollektif mantıksızlık ve onu takip eden küresel krizin sonuçlarını milyonlarca vergi mükellefi ödemekte. Bu sebepten finansal yaratıcılığın topluma getirdiği iddia edilen ucuz kredi gibi tali yararları ne olursa olsun, bu yararlar yaşadığımız krizde misliyle elimizden alınmakta. Bu tür felaketlerin tekrar yaşanmaması için ihtiyatın, sadeliğin ve şeffaflığın küresel piyasa aktörleri arasında yeniden moda olması zamanı geldi.

No comments:

Post a Comment